SORU


Personel kendisine ödenmesi uygun görülmeyen özlük hakları ile ilgili olarak idareye dava açıyor. Mahkeme sonucunda alacaklarının ” mahkeme başvuru tarihi itibariyle ödenmesi ” yönünde karar çıkıyor. Personelin başvurudan önceki ve mahkeme süreci devam ederken oluşan alacakları bulunuyor. Faiz başlangıç tarihi olarak mahkeme kararında belirttiği tarih mi ( başvuru öncesi ve sonrası gerçekleşen alacaklar için ) olması gerekli yoksa alacağın oluştuğu tarih mi ?

EDİTÖR DEĞERLENDİRMESİ


Aşağıda yer verilen Danıştay Kararında da belirtildiği üzere; İdari işlem veya eylemlerden dolayı uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davalarda uygulanacak yasal faizin başlangıç tarihi olarak idareye başvuru tarihinin, başvurunun bulunmaması halinde ise dava tarihinin esas alınması gerektiği hususu yerleşik hale gelen Danıştay içtihatları ile genel kabul görmüş ve istikrar kazanmıştır.

Sorunuzda mahkemenin faiz başlangıcı için bir belirleme yaptığı anlaşılmakta olup, bu tarih “mahkemeye başvuru tarihi” olarak hükme bağlanmıştır. Bilindiği üzere idari davalar bir idari işlem veya eylemin iptali ve/veya mahrum kalınan hakların iadesi için açılmaktadır. Mahkemeler de belirli bir dönemde oluşan alacaklar yerine, zamanaşımı sürelerini de dikkate alarak tüm alacaklar hakkında karar vermektedir. Dolayısıyla, mahkemece verilen karar dava açma aşamasından sonra oluşan alacakları da kapsamaktadır.

Açıklanan sebeplerle, mahkeme süreci devam ederken veya öncesinde oluşan alacaklara ait faizin mahkemeye başvuru tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği düşünülmektedir.

2 Ekim 2010 CUMARTESİ Resmî GazeteSayı : 27717

DANIŞTAY KARARI

Danıştay Onbirinci Daire Başkanlığından:

Esas No : 2009/5353
Karar No : 2010/2671

Kanun Yararına Temyiz İsteminde Bulunan : Danıştay Başsavcılığı-ANKARA

İstemin Özeti : Ankara Bölge İdare Mahkemesinin 12.02.2009 günlü, E:2008/4987, K:2009/1093 sayılı kararının, Danıştay Başsavcılığı tarafından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesi’nce Ankara Bölge İdare Mahkemesinin 12.2.2009 günlü, E:2008/4987, K:2009/1093 sayılı kararının Danıştay Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilerek bozulmasının istenilmesi üzerine işin gereği görüşüldü:

Dosyanın incelenmesinden, davanın, T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü’nde müdür yardımcısı kadrosunda görev yapmakta iken isteği üzerine emekliye ayrılan ve 1. derecenin 4. kademesi ve (2200) ek gösterge rakamı üzerinden emekli aylığı bağlanan davacı tarafından, ek gösterge rakamının (3000) olarak düzeltilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin yargı kararıyla iptal edilmesi üzerine davacıya ödenen maaş ve ikramiye farklarının faizinin ödenmemesi sonucu oluştuğu ileri sürülen 1.135,50 TL tutarında faiz alacağının, icra takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açıldığı, Ankara 16. İdare Mahkemesinin tek hakim tarafından verilen 27.03.2008 günlü ve E:2006/629, K:2008/361 sayılı kararıyla, idarenin hukuka aykırılığı mahkeme kararıyla saptanan işlemi nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesinin yeterli olmadığı, ayrıca davacının parasal haklarını süresinde alamamasından doğan zararın da yasal faiz ödenerek giderilmesi gerektiği gerekçesiyle, adli yargıda itirazın iptali istemiyle açılan dava sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu faiz alacağı olarak hesaplanan 1.135,50 TL’nin dava açma tarihi olan 28.05.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verildiği, bu karara taraflarca itiraz edilmesi üzerine, Ankara Bölge İdare Mahkemesinin 12.02.2009 günlü ve E:2008/4987, K:2009/1093 sayılı kararıyla, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak davalı idarenin itiraz isteminin kısmen kabulü ile itiraza konu mahkeme kararının davacının açıkta kaldığı süreye ilişkin özlük hakları nedeniyle talep ettiği faize ilişkin 594.40.-TL’lık kısmı yönünden bozulmasına, ilk olarak iptal davasının açıldığı tarih olan 15.7.2002 ile davalı idarece iptal kararı üzerine ödemenin yapıldığı 2.7.2003 tarihi arasında kalan dönem için hesaplanan faiz tutarı olan 541.10.-TL’lık kısmın kabulüne, bu konudaki fazlaya ilişkin talebin reddine, davacıya ödenmeyen faiz alacağına ilişkin olarak ise, davacının itiraz isteminin reddi ve davalı idarenin itiraz isteminin kabulü ile kararın bu kısmının da bozulmasına, bu konudaki davacı talebinin reddine karar verildiği ve davalı idarenin karar düzeltme istemi reddedilerek kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Danıştay Başsavcılığı, Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin söz konusu kararının, faiz alacağının hesaplanmasında faizin başlangıç tarihine ilişkin hüküm fıkrasının niteliği itibarıyla yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade etmesi nedeniyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasını istemektedir.

İdari işlem veya eylemlerden dolayı uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davalarda uygulanacak yasal faizin başlangıç tarihi olarak idareye başvuru tarihinin, başvurunun bulunmaması halinde ise dava tarihinin esas alınması gerektiği hususu yerleşik hale gelen Danıştay içtihatları ile genel kabul görmüş ve istikrar kazanmıştır.

Davacının emekliliğinde uygulanacak ek gösterge rakamının düzeltilmesi istemiyle açtığı davada, idareye bir başvurusunun bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla Dairemizin 30.9.2009 gün ve E:2009/5353 sayılı ara kararıyla getirtilen Ankara 8. İdare Mahkemesinin 2002/1322 esasına kayıtlı dava dosyasının incelenmesinden, davacının 4.4.2002 tarihinde emekliliğe esas ek gösterge rakamının yükseltilmesi istemiyle davalı idareye başvurduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacının emekliliğe esas ek gösterge rakamının yükseltilmesi istemiyle açtığı davada verilen iptal kararı üzerine ödenen maaş ve ikramiye farkına uygulanacak faizin başlangıç tarihi olarak davacının idareye başvuru tarihi olan 4.4.2002 yerine dava tarihi olan 15.7.2002 esas alınarak verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında bu yönüyle hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile Ankara Bölge İdare Mahkemesince verilen 12.2.2009 günlü, E:2008/4987, K:2009/1093 sayılı kararın davacıya ödenecek faiz alacağının başlangıç tarihi yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca hükmün sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına; kararın bir suretinin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve bu kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasına, 2.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.