SORU


08.12.2016 tarihli Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği ile kaynakların kullanılmasından elde edilecek faizlere tavan belirlemesine gidilmiştir. Söz konusu tebliğe göre idare tasarruflarını örneğin vadeli mevduat olarak değerlendirdiğinde kamu bankalarında değerlendirmesi gerekmektedir. Tasarrufların kamu bankalarında değerlendirilmesi ve faiz oranının tebliğe göre belirli bir tavanı aşamaması şeklindeki düzenleme 5018 sayılı kanundaki etkili, ekonomik ve verimli kullanımına ters bir durum arz etmeyecek midir? Çünkü piyasa koşulları açısından bakıldığında özel bankalar kamu bankalarına kıyasla daha yüksek faiz oranı verebilmektedir. Ayrıca tebliğin dayanağı olan 4749 sayılı kanunda böyle bir düzenleme yokken tebliğ ile kanunun genişletilmesi anlamını taşıdığını söyleyebilir miyiz? Yine tebliğ doğrultusunda idareler tasarruflarını kamu bankalarında nispi olarak düşük getiri ile değerlendirdiğinde 5018/71 gereği kamu kaynağında artışa engel olunduğunu söylemek de gündeme gelebilir mi?

EDİTÖR GÖRÜŞÜ


Kamu Haznedarlığı müessesi, Hazinenin kamuyu finanse etme ve borçları yönetebilme sorumluluğu çerçevesinde kamu tarafından edinilen kaynakların değerlendirilmesinin belli prensipler içerisinde gerçekleştirilmesini hedeflemektedir.

Kamu adına kamu parasının yönetimine yön verenlerin temel görevi ise ilgili kaynakların performansa dayalı (etkili, ekonomik, verimli (value for money)) yönetilmesini sağlamaktır.

Kamu adına yetki kullananların bir başka sorumluluğu ise yönetimle ilgili bu görevleri hukukun belirlediği kurallar içerisinde gerçekleştirmektir.

Bu bağlamda kamuya ait kaynaklar açısında daha yüksek getiri ancak daha yüksek risk ihtiva eden araçların kullanılması da söz konusu olabilir. Bu durum da kaynakların yönetilmesi riske bağlı olarak bazen daha fazla getiri olabilecekken bazen daha az getiri, hatta bazen de öz kaynakta eksilme olabilecektir.

Ancak kamu yetkisi kullananların üstlenebilecekleri risklerin de kontrol altında tutulması gerekir. Bunu sağlayan ise hukuk normlarının belirlediği sınırlar içerisinde kalmaktır. Bu itibarla hukuki bir düzenleme aracı olarak ilgili tebliğ ile geliştirilen çerçeve, kamu otoritelerine yön vererek, keyfiyetten uzak, kamuyu finanse etme ve borçları yönetebilme anlayışını da gözeterek bir düzen tesisidir. Aksi durumda her yönetici, sorumluluğundaki, kendisine ait olmayan ve kamu adına yönettiği kaynakları her türlü riski göze alarak kullanabilecektir.

5018 sayılı Kanunun 71 inci maddesinde düzenlenen kamu zararı ise kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır. Dolayısıyla tebliğ ile yönlendirilmiş olan bir alanda, tebliğe uyarak görev ifa eden kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden söz edemeyeceğimize göre bir kamu zararı oluşumundan da söz edilmesi mümkün görünmemektedir.