KISA BİR BİLGİ


“MEMURİYET ASKIYA ALINABİLİR Mİ?”

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun Genel ve Özel Şartlar başlıklı 48. maddesinde devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak şartlar belirlenmiştir. Bu şartlardan birisi de “… kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl ve daha fazla süreyle hapis cezasına … mahkum olmamak.” tır. Aynı kanunun Memurluğun Sona Ermesi başlıklı 98 inci maddesinde de memurluğa alınma şartlarından herhangi birinin kaybedilmesi halinde memurluğun sona ereceği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl ve daha fazla süreyle hapis cezasına mahkum olan memurun memuriyete alınma şartlarından birini kaybettiği için memuriyet görevi sona ermektedir.

Fakat devlet memurluğuna engel bir nitelik taşımayan bir mahkumiyet kararının  (Örneğin bir yıldan az süreli bir hapis cezası ya da bir yıldan daha fazla süreli ancak taksirli bir suç nedeniyle verilen hapis cezası gibi) infazı nedeniyle göreve devamsızlık durumunda ne olacağına dair kanunda açık bir hüküm yer almamaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Çekilme” başlıklı 94 üncü maddesinde izinsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde, yazılı müracaat şartı aranmaksızın memurun görevinden çekilme isteğinde bulunmuş sayılacağı hükmü yer almaktadır. Devlet memurluğuna engel teşkil etmeyen bir mahkûmiyet kararının kurumlara bildirilerek infazı, devamsızlık hali için bir mazeret oluşturacaktır.

Ayrıca, Disiplin Cezalarının Çeşitleri ile Ceza Uygulanacak Fiil ve Haller başlıklı 125 inci maddesinde, özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiilinin aylıktan kesme; özürsüz ve kesintisiz 3-9 gün göreve gelmemek fiilinin kademe ilerlemesinin durdurulması; özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek fiilinin devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektirdiği hükümleri yer almaktadır. Bu cezaların verilmesinde ön şart özürsüz olarak göreve gelmemektir.

Diğer yandan bir cezanın infazı nedeniyle cezaevinde bulunan kişi bu süre boyunca kamu hizmetlerinden yasaklı olacağından aylıksız izin hakkını kullanamayacağı gibi devlet memurluğu statüsünü de sürdürememektedir.

Bu durumda;

Alınan mahkûmiyet memuriyete son verilmesini gerektirmiyor.

Bu ceza nedeniyle disiplin hükümlerine göre memuriyete son verilemiyor.

İnfaz sırasında kamu haklarından mahrum olduğu için memuriyet statüsü de devam edemiyor.

Peki ne olacak?

İşte burada memuriyetin askıya alınması işlemi karşımıza çıkıyor. Devlet memurluğuna engel bir nitelik taşımayan bir mahkûmiyet kararının infazı süresince memuriyetin askıya alınması, infaz süresinin tamamlanmasından sonra da memuriyete iade işleminin yapılması gerekmektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununda memuriyetin askıya alınmasıyla ilgili açık bir hüküm yer almamaktadır. Ancak içtihat hukuku yoluyla uygulamaya yön verilebilmektedir.

Danıştay 1. Daire 13/01/2004 tarih ve E.2003/170, K.2004/3 sayılı ve Danıştay 12. Daire 11/10/1999 tarih ve E.1997/3319, K.1999/1785 sayılı kararları da uygulamanın bu yönde yapılması gerektiğini destekler niteliktedir. (1)

(1) SÖKMEN Uğur, 2016, Personel Kanunu, Ankara, İlksan Matbaası, s.320