İdari Para Cezası Rücu Edilen Görevlinin Ölmesi Halinde Mirasçıları Sorumlu Olur mu??


Bilindiği üzere, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden ötürü ilgililer hakkında Kanun’un 102. maddesi uyarınca idari para cezası uygulanmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlıklı 40. maddesinin 3.fıkrasında “Kişinin, resmî görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.” hükmü yer almaktadır. Yine 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun “Kişilerin Uğradıkları Zararlar” başlıklı 13.maddesinin 1. fıkrasında; “Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar. Ancak, Devlet dairelerine tevdi veya bu dairelerce tahsil veya muhafaza edilen para ve para hükmündeki değerli kâğıtların ilgili personel tarafından zimmete geçirilmesi halinde, zimmete geçirilen miktar, cezai takibat sonucu beklenmeden Hazine tarafından hak sahibine ödenir. Kurumun, genel hükümlere göre sorumlu personele rücu hakkı saklıdır.” hükümleri bulunmaktadır.

Bu nedenlerle, kamu idarelerinin Mahkemeler veya yetkili makamlarca bir ödeme yükümlülüğüne düşürülmesi ve bu durumun memurların görevlerini, kasıt, ihmal veya tedbirsizlik sonucu gereken dikkat ve itina ile yapmamalarından kaynaklanması durumunda, ilgililere rücu edilmesi gerekmektedir.

Somut olayda, SGK tarafından kesilen İdari Para Cezasının, ilgili kamu kurumunun bütçesinden ödenmesi gerekmektedir. Ancak, kendisine rücu edilmesi gereken kamu görevlisinin vefat etmiş olması nedeniyle, idarece ödenen tutarın rücu edilip edilmeyeceği konusunda tereddüt yaşanmaktadır. Konunun, suçun ve cezanın şahsiliği kavramı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir.

T.C. Anayasasının 38’inci maddesinin altıncı fıkrasında, “Ceza sorumluluğu şahsidir.” hükmü yer almakta olup, söz konusu hüküm uyarınca, suçu kim işlemişse sadece onun cezalandırılması gerekmektedir. Bu ilke, suçu işleyenden başkasının; örneğin, evlilik, nişanlılık, alt-üst soy ilişkisi, akrabalık, arkadaşlık, üyelik veya ortaklık gibi sebeplerle cezalandırılmasını önlemektedir. Bu nedenle, kişiselliği sebebiyle, ceza ölümle sona erer; mirasçılara geçmez.

Vergi Usul Kanununun “Ceza hükümleri“ başlıklı Dördüncü Kitabında da, vergi suçu ya da kabahati sayılan vergi kanununa aykırı davranışı yapanın cezalandırılması amaçlanarak, şahsilik ilkesine, kural olarak, uyulmuştur. Kanunun 372. maddesinde; “Ölüm halinde vergi cezası düşer.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca, mükellefin ölümü halinde, mükellef adına düzenlenmiş olan vergi cezalarının kaldırılması gerektiği gibi ölen kişinin bir fiiline bağlı olarak ölümünden sonra tespit edilen cezaların da düzenlenmemesi gerekir.

Görülmektedir ki, kişilerin yaptıkları eylemlerden doğan sorumluluklarının kendileri ile sınırlı tutulması ilkesi, en başta Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda olmak üzere, tüm mevzuatta yerleşik olarak bulunmaktadır. Dolayısıyla bu eylemlerden doğan sorumlulukların ölümle sona ereceği, mirasçılara intikal etmeyeceği açıktır. Söz konusu ilke, idari yaptırımlar alanında yer alan idari para cezaları için de geçerlidir. Yani sadece mahkûmiyet gibi hürriyeti kısıtlayan cezalar değil, para cezaları da kişinin ölümüne bağlı olarak son bulur.

Sonuç olarak, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından verilen idari para cezaları, ilgili kamu kurumu adına kesilmektedir. Bununla birlikte, rücu mekanizması, kamu idaresinin muhatap olduğu söz konusu cezanın ortaya çıkmasına neden olan esas sorumlunun belirlenmesine yöneliktir. Dolayısıyla kişilerin “şahsi” kusurları nedeniyle cezaya maruz kalan İdare, özü itibarı ile “ceza” olan tutarı sorumlularına rücu etse de, bu durum söz konusu tutarın ceza olma niteliğini değiştirmeyeceğinden ilgilinin ölümü halinde mirasçılarının sorumlu tutulamayacağı düşünülmektedir.

Somut olayda, Sosyal Güvenlik Kurumunca idareye kesilen idari para cezasının, ilgili kamu idaresince bütçeden ödenmesi gerektiği açıktır. Ancak, bütçeden ödenen tutar için, sorumlu olması gereken harcama yetkilisinin vefat etmiş olması nedeniyle Kamu idaresince kendine ya da mirasçılarına rücu işlemi yapılamayacağı, İdarece ölen kişinin yanında başkaca bir sorumlu belirlenmesi halinde bu kişiye sorumluluğu nispetinde rücu işlemi tesis edileceği düşünülmektedir.