HANGİ ÇOCUKLAR DAHA ŞANSLI


Çokta fark yok esasında bizim çocukluğumuzla şimdilerin çocukları arasında…

Mesela biz çocukken anneannem el yordamı ile çalışan traş makinesi ile önce koyunları kırpar hemen akabinde ucuna iki kez üfleyip güzelce sterilize ettikten sonra bizimde saçlarımızı keserdi. O yüzden şimdi ki gençlerin tarz yapmak için kafalarına attırdıkları çizikler biraz zorunluluktan olsa da bizde de mevcuttu.

Daha mı? Bizim fastfoodumuz ekmek arası kaşardı mesela. Üstelik şimdikilerden çok daha da şanslıydık. Zira bizi ne dediği anlaşılamayan şapkalı, nursuz, itici kasiyerler yerine her defasında “naber lan gereksiz” sözleriyle onore eden mahalle bakkalımız Karabey amca devamında attığı Şen kahkahaları ile karşılardı.

Şimdiler de moda ya sizde peki hijyen? diye soracaksınız muhtemelen. Tabi ki bizim zamanımızda da hijyen çok önemliydi. Karabey amcaya ne zaman çeyrek ekmeğe kaşar istiyoruz desek, öğle yemeğinde kendisine hamsi ızgara yapmak için yaktığı mangalın is bulaştırdığı ellerini pantolonunun iki yanına hemen güzelce bir siler ve böylelikle tüm mikropları def ettikten sonra ancak ekmek arası kaşarımızı hazırlardı. Bu yüksek oranlı hijyen sayesinde şimdi ki çocuklar gibi de zırt pırt hastalanmazdık üstelik!!!

Üstelik şimdiki eşdeğerlerimiz de olduğu gibi obezite sorunumuzda yoktu. Biz ekmeği alıp tam kapıdan çıkarken ardımıza okkalı bir tekme savururdu rahmetli Karabey amca. O tekme sayesinde anında koşmaya başlar ve birazdan yükleneceğimiz kalorileri daha yemeden harcardık.

Haa ayrıca “2 TL farkla bijistırnsd istermisiniz?“(ki burda teklif edilen nedir, hiç anlayabilmiş değilim, o yüzden ne olur ne olmaz, teklifi hep reddederim) diye kafamızın etini de yemezdi. Yani huzurumuzda fazlasıyla mevcuttu.

Başka mı? Bizde konsol oyunu oynardık mesela, tıpkı şimdikiler gibi. Misal ben ne zaman fırsatını bulsam dikiş makinesini zor şer odanın ortasına kadar iter, sandalyeyi hemen önüne koyar, mutfaktan kaptığım alüminyum tencerenin kapağını da direksiyon yaparak konsol oyunumu itinayla hazırlayıp, araba yarışı için heyecanla başına kurulurdum. Şimdilerde var olan Benzer tüm bilgisayar oyunlarında olduğu gibi bizde de içe kapanma gibi olumsuz sonuçları olurdu tabi. Misal ne Zaman oyuna kendimi kaptırıp biraz fazla gürültü yapsam annem Irak plastik markalı kauçuk terliği, gözü körolasıca nidaları arasında tam isabetle fırlatıp sırtıma yapıştırırdı. O an o denli yoğun bir acı hissederdim ki, uzunca bir süre içime kapanıp, kimseyle konuşmak istemezdim.

Biz tahtadan yapılmış kılıçlarla savaşçılık oynayan, mantar tabancasının çıkardığı sesle mutlu olan şanslı çocuklardık.. Peki ya şimdikiler???