Sayman mutemetlerine ilişkin işlemleri denetliyordum. Bir birimde önce yazar kasa fişi ile tahsilat yapılıyor ve gün sonlarında alınan Z raporuna istinaden de yapılan tahsilat toplamı için tek bir sayman mutemedi alındısı düzenleniyordu. Oysa ki her şeyi ince eleyip sık dokuyan alim mi alim yüce mi yüce kutsal muhasebe mevzuatımız mutemetlerin yapacakları her tahsilat için ayrı ayrı alındı düzenlemesine salık veriyordu. Bu mutemetler üzerinde kontrolleri yapan veznedarımız Niyazi Bey içeri girdi bu esnada. Gökte ararken yerde buldum misali hemen buyur ettim karşıma ve öncelikle bu yanlış uygulamayı anlattım, sonra bu uygulamanın sakıncalarını ve sorumluluklarını belirttim. En sonunda da her personele yanlışlarını anlatırken yaptığım gibi kutsal metinleri açıp okumaya başladım.  İlgili muhasebe yönetmeliğini okudum, sonra da mutemetlerle ilgili yönetmeliği. Bay Niyazi o kadar masum ama o kadar da anlamsız bakıyordu ki. Okumam bittince “Tamam mi Nizayı Bey” dedim. Urfalıların birbirine saygı için kullandığı bir giriş yaptı Niyazi Bey: “Hacı ağabey” dedi. “O kadar güzel okudun ki. Ama ben senin okuduklarının tek bir harfini bile anlamadım. Bi de sen bizim şefe okusan bunları. O daha iyi anlar.”   

Yazar: Benjamin