Zipperman


1980′ li yılların sonuydu yanlış hatırlamıyorsam. Babamın 1976 model yeşil bir wolkswagen minibüsü vardı. Birgün babam ve oniki arkadaşı bu minibüse doluşarak bizim meşhur yaylalarımıza gezmeye gittiler.

Malum Karadeniz’in doğa şartları zorlu. Yaylalara ulaşmakta sonrasında tekrar şehre dönmekte “özellikle o dönemin yol şartlarında” son derece meşekkatli idi. Neyse bizimkiler yaylaya çıkıp, yiyip, gezdikten sonra dönüş için yola koyulurlar.

Şimdi bir yol düşünün. Yalçın bir dağın etrafını döne döne inen, bir arabanın zorlukla sığabildiği ve hemen kenarında en az 200 metrelik uçurumların bulunduğu korkutucu bir yol.

İşte bu yol boyunca süren seyahatin tam ortalarında babam biranda arabanın frenlerinin tutmadığını fark eder. Doğal olarak arabanın içinde hemen bir panik havası oluşur. Araç gitgide hızlanmakta, yaklaşık yüz metre kadar ilerdeki viraja doğru kontrolsüzce yol almaktadır. İşte tam bu anda aracın içindeki 12 erkekten biri arka kapıyı açar açmaz kendisini aşağıya atar.

Neyse ki birkaç saniye içinde babam el freni ile aracı dağın yamacına yaslayarak durdurmayı başarır. Korku ve panik içinde araçtan inen arkadaş grubu o hışımla “Lan nasıl adamsın sen, bizi nasıl anında sattın, bir tek senin mi canın kıymetliydi” diyerek kendisini arabadan atan arkadaşlarına doğru yönelir.

Koca bir grup adamın kendisine doğru geldiğini gören cesur araba kaçkını, bir yandan mahcup bir tavırla üstü başındaki tozu çamuru silkelerken diğer yandan da “Ya tamam bana kızın, saldırın ama önce bir sorun niye atladın” diyerek bir açıklama yapma şansı ister.

Bunu duyan Babam ve arkadaşları; “E söyle bakalım” der “Niye atladın”.

Cesur kaçkın cevaplar; “Ben arabadan atladım ki arkadan tampona filan asılayım da arabayı durdurayım…”

İşte Karadenizlilik korkudan altınıza kaçırsanız bile bunu belli etmeyip superman olduğunuzu iddia edebilmektir…