Hoca olmak da Üstat olmak da zor zanaat.


Annemin “Oğlum etma boğulursun, evladım yapma birşey olur sana” baskıları yüzünden zamanında yüzmeyi öğrenemedim. Bir deniz memleketi er kişisi olarak bu yük artık son derece ağır gelmeye başlayınca otuz yaşında iken Ahmet adında, 55-60 yaşlarındaki bir yüzme hocasıyla anlaştım ve yüzme kurslarına başladım.

Heyecanla gittiğim kursun ilk dersinde hoca “Hoşgeldin” dedi ve ekledi “Geç şu kenara ve hadi atla havuza”.

Bunu duyunca doğrusu biraz afalladım, hemen sağımı solumu kontrol ettim ve kimseyi göremeyince “Hocam bana mı diyorsun” dedim.

Hoca “Evet” dedi, “Sana diyorum koca gemileri üstünde tutan su seni de tutar, hadi atla havuza.”

“Hocam ayıp ediyorsun ama” sözleri dökülüverdi o an dudaklarımdan, “Bana senin tipin kayık sen batmazsın mı demek istiyorsun:)” Zira ben o suya atlayabilsem zaten sana o çil çil paraları vermem.

Ne yapsam fayda etmedi. Hoca Nuh’u kolaylıkla derken peygamberi ölsem de söylemem diye tutturdu. Gerçi ben yine atlamazdım da o hoca etraftaki üç – beş yaşındaki bebelere dua etsin. O fırlamalar bana bakıp pis pis gülmeye başlayınca mecburen daldım suya.

Ama ne fayda.

Hoca yanıldı.

Gemileri üstünde tutan su beni hasretle kucakladı.:)

O an tam ALLAH ım sana geliyorum, Eşhe… derken hoca kollarımdan tuttu ve beni suyun üstüne çıkardı. Sonra takdirle yüzüme baktı ve “bravo” dedi, “harikaydın”.

Bunun üzerine içimden yüzüne karşı “Lan hoca” dedim, “Ne bravosu, ben boğulmayı öğrenmek için değil yüzmeyi öğrenmek için geldim buraya, sen boğulduğum için bravo diyorsun.”

Neyse yine de hocayı ısrarından vazgeçiremedim. Her defasında hoca atla dedi, atladım, bir kilo su yuttum, kendimi hocanın kollarında buldum.

Bir iki üç derken. Baktım olacak gibi değil “Yeter bee” dedim. “Bu ne. Bu işin sonu hiç hayırlı değil. Boğulma ihtimalim bir dert, sonunda soluğu kollarında almam başka… ben gidiyorum.

O bir saat benim yüzme kariyerimin ilk ve tek dersi olarak tarihteki yerini aldı.

Uzun lafın kısası eğitimci çok önemli üstadım. Bana o gün halden anlayan bir hoca düşeydi şuan olimpiyat şampiyonuydum belki de. Oysa şimdi ancak derdimi anlatabilecek kadar yüzebiliyorum.

Ha derdin ne diye sorarsanız,

Derdim boğulmak. “Lan boğuluyorum kurtarsanıza şerefsizler” diyecek kadar su üstünde durabiliyorum şuan. Buna da şükür.